ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

Y U D İ T’ İN [*| K İ T A B I
A Lİ BEY’in 1664-’65 ORİJİNAL OSMANLICA ÇEVİRİSİ REVİZYONU
1.Bölüm: Ekbatan kenti. Nabukadnezar'ın(+) zaferi ve kibiri.
1*Büyük Ninova adındaki şehirde saltanat süren Nabukadnezar’ın padişahlığının on ikinci yılında, Med vilayeti üzerine Ekbetan’da egemenlik süren Arpakşat’ın günlerinde; 2*Ekbatan’ın çevresinde eni üç arşın, uzunluğu altı arşın olan dört köşeli taşlardan bir kale yaptı. Kalenin yüksekliğini yetmiş arşın enini de elli arşın oldu. 3*Kentin kapıları üstüne yükseklikleri yüz arşın olan burçlar diktirdi. 4*Onların temelleri altmış arşın eninde yaptı. 5*Onun tüm yayalarıyla askerleri oradan çıksınlar diye yüksekliği yetmiş arşın ve eni kırk arşın olan kapılar yaptırdı. 6*O zamanda Nabukadnezar kral Arpakşat’a karşı Ragay sınırında olan büyük ovada savaştı. 7*Dağlarda yaşayanlar, Fırat ve Dicle ile Hidaspe’nin kolları arasında Elamitler’in kralı Aryok’un(*) ovalarında olanların tümü kaçtılar. 8*Onun askerlerine Keludon oğullarının bir çok kabilesi katıldı. 9*Asur kralı Nabukadnezar da Pers ülkesinde batıya doğru Klikya, Şam, Lübnan, Lübnan’ın önünde olanlar ve tüm deniz kıyısında yaşayanlara gönderdi. 10*Hem Karmel’le Gilat ve üstteki Celile ile Ezdrelon’un büyük ovasının halkına. 11*Tüm Samiriyeliler ile onun vilayetinde Yordan ortasındaki Küdüs kenti Betlon, Kalüsa, Kades ve Mısır ırmağının yanında olan Tahpanes, Damese, Kasemon ve Yeton köyleriyle tâ Tanis’in ötesine. 12*Mısır’ın tüm halkına tâ Habeşistan sınırlarına kadar adamlar gönderdi. 13*Ama o yörelerin halkı Nabukadnezar’ın sözünü küçümsedi ve o savaşa bile katılmadılar. Ondan korkmuyorlar ama onu diğer insanlar gibi görüyorlardı. 14*Hem onun elçilerini karşılıksız eli boş geri gönderdiler. 15*Nabukadnezar da bu ülkelere karşı çok darıldı, tahtı ve ülkesi için yemin edip tüm Kilikya, Şam ve Suriye’nin kasabalarından intikam almaya söz verdi. 16*Bütün Moab’la Ammon oğullarını ve Yahuda’yla Mısırlılar’ı ta iki denizin sınırlarına kadar yok etsin. 17*Ondan sonra on ikinci yılda Arpakşat üzerine kendi askerleriyle cenk alaylarını dizdi. Onu ve onun tüm arabalarını yaktı, tüm şehirlerini ele geçirdi. 18*Ve ta Ekbetan’a geldi. Onun kulelerini aldı ve çarşılarını bozup o kentin görkemini aşağıladı. 19*Hem de Ragay dağlarında Arpakşad’ı tutarak onu okladı ve o günde öldürdü. 20*Onun tüm karışık halkı cenk erlerinin büyük çoğunluğu idi. Ninova’ya döndüklerinde orada yüz yirmi gün şölenler düzenleyerek zevkle eğlendi.
[*|BakTek.26/34’te Hititçe bir kadın adıdır, (+)Nabukadnezar yaklaşık olarak M.Ö.586’da Kudüs’ü yıkarak halkını Babil’e sürdü. Bak.ll.Krl. 24/8-10; ve bu tutumuyla Yeni Ahit’teki “Antikrist”(Mesih karşıtı) ile özleştirilir: Bak ll.Sel.2/4, l.Yuh.2/18, ll.Yuh.7 ve Vah.13/1-10, (*): Bak.Tek.14/9.
2.Bölüm: Halefirno'nun seçilmesi.
1*On sekizinci yılın, ilk ayının yirmi ikinci gününde Asur kralı Nabukadnezar’ın sarayında tüm dünyadan intikam almak için sözler yayıldı; nasıl ki, Nabukadnezar söyledi idi ise. 2*Bütün kumandanlarını ve danışmanlarını çağırıp; 3*Onlara kendi niyetinin sırrını açtı ve özetle tüm dünyanın suçlularını kendi ağzıyla tamamen yazdırdı. 4*Onlar da onun ağzından çıkan buyruğa uymayan herkesin idam edilmesine karar verdiler. 5*Bu yüzden Asur kralı Nabukadnezar o görüşmeyi bitirdikten sonra kendi başkumandanı Holofirno ki, saltanatında onun ikinisi idi; çağırıp ona dedi ki: 6* En büyük kral şah ve bütün yerin sultanı bunu der ki: Önümden gittiğin gibi cesur ve yürekli adamlarla yüz yirmi bin yaya hem atlar ve atlıların büyük çoğunluğunu on iki bine dek al. 7*Ve tüm batı vilayetleri üzerine var ki sözüme itaat etmediler. 8*Ve haber ver ki, ‘Bana toprak ve su hazırlasınlar’(+) çünkü ben gazabımla üzerlerine çıkarım, askerimin ayaklarıyla tüm yeryüzünü kaplarım ki onları yağmaya verdim. 9*Onların ölüleri dereleri ve suları doldursun. Taşkın ırmaklar onların leşleri ile dolsun. 10*Onların tutsaklarını da bütün yerin sonlarına süreyim. 11*Benden önce çık da onların tüm sınırlarını feth et ve teslim olanları terbiye günü için bana alıkoy. 12*Ama bana karşı olanlara gözün bağışlamasın ve her gittiğin vilayeti yağmalatarak yok et. 13*Çünkü yaşamım için ve ülkemin egemenliğinin yaşamı için, tüm bu dediğim şeyleri zorla yapacağım. 14*Sen efendinin sözüne bir şeyde karşı gelme; illa tüm sana emr ettiğimi yerine getir ve onları yapmakta gecikme. 15*O zaman Holoferno kralın önünden çıkıp tüm büyükleri, kumandanları, Asur askerlerini çağırdı ve cenk için seçkin adamlar saydı. Efendisinin ona buyurduğu üzere yüzyirmi bin yaya ve on iki bin kadar okçu süvariler hazırladı. 16*Onları cenk erlerinin çokluğu tertiplendiği gibi tertipledi. 17*Ve de savaş malzemesi için, birçok develer, katırlar; askerlerin yiyeceği için sayısız koyunlar, sığırlar ve keçiler aldı. 18*Diğer çok sayıda mühimmat hem şahın sarayından çok altın ve gümüş götürdü. 19*Ondan sonra askeriyle sefere çıktı ki, şah Nabukadne- zar’dan önce gidip arabalar, süvariler ve seçkin yayalarla batıya doğru olan tüm yeryüzünü kapladı. 20*Onlara karışan halk çekirgeler ve yerin kumu kadardı; çünkü sayılamayacak derecedeydi. 21*Ve Ninova’dan çıkıp üç günlük bir yol katettiler ve Bektilet ovasına geldiler. 22*Sonra Holoferno Bektilet’ten geçip üst Kilikya’nın sol tarafında olan dağın yanında konakladı. 23*Tüm askerlerini, yayaları, atlıları ve arabalarını alıp oradan dağlara doğru gitti.
(+): Persçe bir deyim olup "Boyun eğmeliler" anlamındadır.

24*Fûdîleri, Ludîleri yıkıp Râze oğullarını ve Hullon vilayetinin güneyinde olan çölün karşındaki İsmail oğullarını yağmaladı. 25*Fırat’ı geçti, Mezopotamya’nın arkasından gidip Arbon vadisinin üzerinde olan sarp şehirleri yıkarak denize dek geldi. 26*Tüm Kilikya bölgesini aldı, karşı koyanları öldürdü ve güneye doğru Arabistana karşı olan Yafa sınırlarına dek geldi. 27*Tüm Medliler’i dolaşıp onların obalarını yaktı ve sürülerini yağmaladı. 28*Sonra buğday biçme günlerinde Şam ovalarına inip tüm tarlalarını yaktı; sürülerini, mandıralarını ve kentlerini yağmaladı. Hem bütün mezralarını yıkarak tüm yiğitlerini kılıçtan geçirdi. 29*Böylece deniz halkı üzerine ki Sidon’da, Sayda’da, Sur’da, Okina’da ve Yam- na’da yaşıyorlardı. Yamna ve Tyrus düştü; Azotus ve Aşkelon’da çok korktular.
3.Bölüm: Halefirno'nun başarıları.
1*Ve onunla barış yapmak için elçiler gönderip dediler ki: 2*İşte biz sana kendimizi gösteriyoruz. Biz büyük şâh Nabukadnezar’ın kullarıyız; bizimle istediğin gibi yap. 3*İşte çiftliklerimiz mezralarımız, sürülerimiz, mandıralarımız, tüm ağıllarımız ve obalarımız elindedir; nasıl istersen yap. 4*İşte şehirlerimiz ve orada oturanlar da hizmetinizdedir; istediğin gibi gel. 5*Böylece o adamlar Holoferno’ya, o söze göre elçiler gönderip dileklerini sundular. 6*O da sabahleyin askerleriyle inip sarp şehirlere bekçiler koydu ve cenk için seçkin adamlar aldı. 7*Onlar da çevrede olan vilayetlilerle onu coşkun ezgiler, daireler ve danslar ile kabul ettiler. 8*Yine de o bütün sınırlarını bozdu ve ormanlarını kesti. 9*Çünkü o yerin tüm ilâhlarını ortadan kaldırmaya niyet etti ki bütün milletler yalnız Nabukadnezar’a ibadet etsinler ve tüm diller ona Tanrı desinler. 10*Oradan Yahuda’ nın büyük geçitine karşı olan Dotan’a yakın olan Ezdrelon karşısına geldi. 11*Geva ile Skitopolis arasında konaklayarak askerlerin tüm ağırlığını toplamak için bütün bir ay eğlendi.

4.Bölüm: İsrail oğullarının hazırlanması ve tövbesi.
1*Bu kez Yahuda vilayetinde yaşamakta olan İsrail oğulları, Asur şahı Nabukadnezar’ın başkumandanı Holofirno’nun tüm milletlere yaptığı şeyleri hep duydular. Nasıl ki onların tapınaklarını soyup yok etti ise. 2*Böylece çok korktular ve kutsal Kudüs hem onların Rabbi yüce Allah’ın tapınakları için çok şaştılar(§). 3*Çünkü esirlikten henüz dönmüşlerdi ve bütün kavim yeniden tüm Yahuda vilayetinde toplandıydı. Kutsal aletler hem Mezbah ve Tapınak pisliklerinden arındırılmışlardı. 4*Ve Samiriyenin her tarafına, kasabalarına ve Beyt Orun’a ve Belmen’e, Yeriho’ya, Huba’ya, Azora’ya ve Salmon deresine gönderip yüce dağların tepelerini ele geçirdiler. 5*Bütün kasabaları kaleleriyle kuşatıp cenk malzemeleri ve azık koydular. Çünkü tarlaların biçimleri yeni olmuştu. 6*Kutsal Kudüs’teki Tapınakta baş kahin olan Yohakim, Betülya ve Dotan’a yakın ovanın karşısındaki Ezdrelon’a(*) karşı olan Betemestan’in halkına yazıp; 7*Emretti ki, dağların başlarına ele geçirsinler. Çünkü Yahuda vilayetine oradan girilebiliyordu. Ve onları ele geçirince düşmanlara engel olmak kolaydı. Çünkü geçitler dar, en çok iki adam geçecek kadardı. 8*İsrailoğulları da baş kâhin Yohakim ve tüm kavm İsrail’in kutsal Kudüs’te yaşayan yaşlılarının onlara emrettiği gibi yaptılar. 9*Ve bütün İsrailliler yüksek sesle yüce Allah’a yalvardılar. Onlar, hem onların kadınları, çocukları, davarları; her yabancıyla, yanaşma ve parayla satın alınmış köleleri kendi canlarını alçalttılar. 10*Bellerine çullar sardılar. Her erkek, kadın, çocuk ve bütün kutsal Kudüs’ün halkı Tapınağın önünde hazır oldular. 11*Ve başlarına kül saçarak çullarını Rabbin önünde yaydılar. 12*Hem Mezbahı da çullarla doldurdular. 13*Tümü birlikte İsrail Allahına ısrarla yakardılar ki, onların oğullarını yağmaya ve kadınlarını ele vermesin. Şehirin mülkünü yıkıma, kutsal yerini pisliğe, ayıba vermesin ve bundan diğer milletler sevinmesin(+). 14*Yüce Allah da onların duasını kabul etti ve onların kötülüklerinden kurtardı. 15*Tüm Yahuda vilayetinde ve kutsal Kudüs’te olan kavm ‘Her Şeye Gücü Yeten Rabbin kutsal yeri önünde birçok günler oruç tuttular. 16*Baş kâhin Yohakim, diğer kâhinler ile gelerek Rab ’bin önünde duruyor ve ona hizmet ediyorlardı. Bellerinde çullar kuşanmış iken devamlı kurbanlarını, kavmin adak ve gönüllü kurbanlarını yaklaştırıyorlardı. 17*Silindir sütunlu sunağın üzerinde kül varken, bütün güçleriyle Rabbe çağırıp yalvarıyorlardı ki, tüm İsrail evini iyilikle ziyaret etsin.
(§): Bak Tobit 14/8 ile karşılaştır, (*)Güney Yahudiye Bölgesi, (+): Bak II. Sam.21/17.
5.Bölüm: Ammoni Achior'un (Akyor) Yahudilerin tarihini Holoferno'ya anlatması.
1*Bu kez Asur kralı’nın baş kumandanı Holoferno’ya haber gönderildi ki, İsrail oğulları cenge hazır oldular, dağların geçitlerini kapadılar, onların tepelerini hisarlarla çevirdiler ve ovalarda barikatlar kurdular. 2*Buna çok öfkelenen (Holoferno) Moab’ın tüm yöneticilerini, Ammon’un kumandanlarını ve deniz sahilinde olan paşalarını çağırıp onlara dedi ki: 3*-Ey Kenanlılar! Dağlarda yaşayan kavm. Bu ne biçim bir iştir? İçinde yaşadıkları kaç tane şehirleri var, ne kadar askerleri var? Onların gücü kuvveti nedir? Askerlerini çekmek için aralarında ne kral, ne de kumandan var. Niçin batı halkına karşı beni karşılamaya gelmemekle aralarında niyet ettiler? Bana açıklayın. 4*O zaman bütün Amonîlerin Akyor adındaki baş kumandanı ona der ki: Şimdi ey efendim kulunun ağzından bir söz dinle ki ben sana o kavmin, bu sana yakın olan dağlardaki olasılıkları gerçek durum üzerine açıklayayım ve kulunun ağzından bir yalan çıkmasın. 5*Bu kavim Kildanilerin soyu sopudur. 6*Önceden Mezopotamya’da yaşıyorlardı. Çünkü Kildani vilayetinde atalarının ilâhlarına uymak istemediler. 7*Ama atalarının ayinlerinden ayrılıp gök Tanrısına ki, onu Allah bilirlerdi; ona tapıyorlardı. 8*Onun için Kildaniler’in ilâhları önünden sürüldüler, Mezopotamya vilayetine kaçtılar ve orada uzun zaman yaşadılar. 9*Bu yüzden yüce Tanrı onlara dedi ki, o yaşadıkları yerden çıkıp Kenan vilayetine varsınlar. Orada olduklarında çok altın, gümüş ve bir çok koyunları oldu. 10*Oradan Mısır’a(l) indiler. Çünkü Kenan vilayetinin yüzünü kıtlık kaplamıştı. Orada oturdular ta dönünceye dek orada çoğaldılar. O derecede ki, onların sayısı hesapsızdı. 11*Ama Mısır’ın Firavun’u onlara karşı durdu. Mısırlılar da onları ağır işlerde zulmederek(2) ve öfkeyle kerpiçler kestirerek eziyet edip köleleştirdiler. 12*Onlar da kendi Allahını çağırdılar(3) ve o tüm Mısır’ı önlenemez afetlerle vurdu. Bu yüzden Mısırlılar onları kendi önlerinden sürdüler. Ve yüce Allah da önlerinde Kızıldeniz’i(4) kuruttu. 13*Onları Sina dağına(5) ve Kadeş Barnea’ya götürdü de çölün halkını hep kovdu. 14*Oradan onlar Ammonîler’in ülkesinde yaşadılar ve güçleriyle tüm Heşbonluları bozguna uğrattılar. 15*Daha sonra Yordan’a geçerek dağlık vilayetleri ele geçirdiler. 16*Kananlılar’ı, Perizileri, Yebusiler’i, Şemutîler’i ve tüm Girgaşîler’i sürerek orada uzun zaman durdular. 17*Mademki yüce Allah’nın önünde günah etmediler, iyilikte idiler; çünkü yaramazlığı sevmeyen yüce Allah onlar ileydi. 18*Ama onlara emrettiği yoldan döndüklerinden sonra birçok cenkleri kaybettiler. 19*Ve gurbet günlerinde esirliğe çekildiler hem Allah’ın Tapınağı yerle bir oldu ve şehirleri alınmıştı. 20*Ama şimdi kendi Allahına geri dönüp darmadağın oldukları perişanlıklarından geldiler ve Kutsal Kudüs’ün mallarını alarak yine yıkıntılık dağlık yerde yaşamaya başladılar. 21*Şimdi efendi sultanım; eğer bu kavimde bir hata var ise ve kendi Allahına günah ederler ise bakalım. Çünkü bu onlara yıkım sebebi olur. Çıkıp üzerlerine hücum ederiz. 22*Ama eğer bu kavimde kötülük yoksa; efendim ileri geçsin ki onların Allah’ı onları korumasın ve onların Allahı onların tarafında olmasın. Biz de bütün dünyanın önünde utanmayalım.
(1)Tek.46/6, (2)Çık.1/11,14, (3)Çık.12/33, (4)Çık.14/28, (5)Bak Çık. 19 Böl.
6.Bölüm: Akyor'un Betülya'ya götürülmesi.
1*Akyor bu sözleri söyledikten sonra çadırın çevresinde olanlar homurdanmaya başladı. 2*Ve Holoferno’nun büyükleri ile deniz sahilindeki Movab vilayetinin tüm halkı onu parçalamak gerek dediler. 3*Zira biz İsrailoğulları’ndan asla korkmuyoruz. Çünkü işte bir kavimdir ki güçlü bir askere karşı gücüyle iktidarı yoktur derlerdi. 4*Bu yüzden şimdi gidelim de onlar senin efendin Holoferno’nun askerlerine yağma olsunlar. 5*Ve cemaat çevresinde olanların omurdanması dindikten sonra Asur başkumandanı Holoferno tüm yabancılar topluluğu önünde Akyor’a dedi ki: 6*Sen ey Akyor! Tüm gariplerin önünde Moablılar’ın ve Efraim leventlerinin yanında kimsin ki bugün yanımızda bunu söylüyorsun? Neden Kudüs’e saldırmayalım ve neden onların Allahı onlara yardım edecek dedin? 7*Nabukadnezar’dan başka ilâh kim? O kendi gücünü göndererek onları yeryüzünden dağıtır ve onların ilahı da onları kurtaramaz! Biz ki Nabukadnezar’ın kullarıyız; onları sanki bir adammış gibi yeneriz ve onlar atlarımızın gücüne dayanamazlar. Çünkü onları atların ayaklarına çiğneteceğiz. 8*Onların dağları kanlarından doyacak ve tarlaları ölüleriyle dolacak. Ayakları karşımızda duramaz. Kesinlikle tamamen yok olalar. Tüm dünyanın sultanı şah Nabukadnezar böyle dedi. 9*Çünkü onun söylediği sözler asla boşa çıkmayacak. 10*Ve sen ey Amon levendi Akyor ki, kötülüğün gününde bu sözleri söyledin. Bu günden sonra artık yüzümü görmeyeceksin. Tâ ben şu Mısırdan gelen milletten intikam alıncaya dek. 11*O zaman askerlerim ve kullarımın demirleri yanlarını delsinler de döndüğüm zaman onların ölüleleri arasında düşesin. 12*Benim adamlarım seni o dağıstanda bıraksınlar ve seni o yüksek kentin birine koysunlar ki onlar bozulmayıncaya dek yok olma. 13*Yüreğinde alınmayacaklarını sanma, canın sıkılmasın; ben söylüyorum ve sözlerim boşa çıkmaz. 14*O zamân Holeferno kendi çadırının etrafında olan kullarına emretti ki, Ahiyor’u Betülya’ya koysunlar da onu İsrailoğulları’ nın ellerine versinler. 15*Onun kulları da onu ordudan alıp, dışarıya bozkıra götürdüler. 16*Bozkırın ortasından geçip, dağa doğru çekilip Betülya altında olan pınarlara yanaştılar. 17*Dağın tepesinde olan vilayetliler de onları gördüğü zaman, bütün sapancılar onların çıkacak yerlerini ele geçirip taşlar atıyorlardı. 18*Ama onlar dağın eteğinden geçip Ahiyor’u bağladılar ve onu orada dağın eteğinde bırakarak kendi efendisine döndüler. 19*O zaman İsrailoğulları kendi şehirlerinden inip ona vardılar ve onu çözerek Betülya’ya götürdüler. 20*Sonra kendi şehirlerinin o zamanki subaylarını; yani Simon oymağından Mika oğlu Uziya’yı ve Goronyal oğlu Kabri’yi; hem Melkiyal oğlu Karmi’yi çağırdılar. 21*Onlar da şehirin tüm yaşlılarını çağırdılar. Böylece tüm oğlanlar ve kadınlar toplanmaya geldiler. 22*Ahiyor’u kalabalığın ortasına koydular; Uziya da ona olan durumdan soru sordu. 23*O da cevap verip Holoferno’nun görüşmelerini, sözlerini ve Asur komutanları ile yaptığı bütün konuşmalarını; hem her ne ki, Holoferno İsrail kavimi üstüne gururla söylediyse onlara açıkladı. 24*O zaman bütün halk kendilerini yere atarak, yüce Allah’a secde ettiler ve Allah’a yalvararak şöyle dediler: 25*- Ey göklerin Rabbi Allah! Onların kibirlenmelerine bak ve kavminin belalarına acı; hem bugün sana kutsal olanların yüzüne bak. 26*Ondan sonra Ahiyor’u avutarak onu çok övdüler. 27*Uziya da onu kalabalığın arasından alarak kendi evine götürdü ve yaşlılara ziyafet verdi. 28*Ve o bütün gece, kurtuluş için İsrail’in Tanrısına yakardılar.
7.Bölüm: Betülya'nın kuşatılması.
1*Ondan sonra ertesi günde Holoferno bütün askerlerine, onunla cenke gelen kavmine buyurdu ki Betülya üzerine yürüsünler ve dağ yamaçlarını aldıktan sonra İsrail oğullarıyla savaşsınlar. 2*Böylece o gün aralarında olan her cenkçi yiğit gitti. 3*Onların askerleri yüz yetmiş bin yaya ve on iki bin atlı cenk erleriydi. Arabalardan ve aralarındaki yaya askerlerden başka çok kalabalıktılar. 4*Derede Betülya’ya yakın pınar yanında oduyu kurdular. Eni Dotaim’den tâ Azderelon’un karşısında olan Kamune’den yayıldılar. 5*İsrail oğulları da onların kalabalıklarını görüp çok sıkıldılar ve herkes kendi yoldaşına dedi ki: - Şimdi bunlar tüm yeryüzünü kaplayalar ve yüksek dağlar, ne dereler ve ne tepeler onların büyük çokluğuna dayanalar. 6*Herkes kendi silahını alıp, kuleleri üzerine meşaleler yakıp o bütün gece bekleyip dururlardı. 7*Ertesi günde Holoferno tüm atlılarını dışarıya Betülya’da olan İsrailoğulları’ nın önüne çıkardı ve onların şehrinin yukarıya çıkacak yerlerini tahmin etti. 8*Tâ suların pınarlarına gelip onları kontroluna aldı ve cenk erlerini beklemeğe koydu ondan sonra kendi halkına döndü. 9*O zaman İsikoğulları ve Moab halkının başları ve deniz kenarının kumandanları ona gidip dediler ki: - Ey efendimiz! Şimdi bir söz dinle ki askerinde bir sıkıntı ortaya çıkmasın. 10*Çünkü bu İsrail oğullarının halkı kendi mızraklarına güvenemez. Ama bulundukları dağların yüksekliğine güvenir. Zaten onların dağlannın başlarına çıkmak kolay iş değildir. 11*Öyleyse şimdi efendi; onlarla meydan cenki şeklinde döğüşme ki senin halkından bir adam bile ölmesin. 12*Ordunda kalıp askerin adamlarını gizle ve dağın dibinden çıkan suyun pınarını çerine tuttur. Çünkü Betülya’- nın tüm halkı suyu oradan alıyor. 13*Böyle olunca susuzluk onları öldürsün ki şehrini teslim etsinler. 14*Bu sırada biz ve adamlarımız yakın dağların başlarına çıkalım ve üzerinde beklemek için orduyu kuralım ki şehirden kimse çıkmasın. Bu şekilde onlar ve ‘avratları hem oğulları susuzluktan öleler ve onlar; kadınları hem oğulları susuzluktan ölsünler ve onlara kılıç dokunmadan evlerinin sokaklarında yok olsunlar. 15*Böylece sen onlara sana asi oldukları ve barışı dinlemedikleri için kötü cezalarını veresin. 16*Onların sözleri Holoferno’ya ve tüm kumandanlarına iyi geldi ve dedikleri gibi olması için emretti. 17*Bu kez Amonîler’in ordusu ve beş bin Asurlu onlarla birlikte gittiler ve derede orduyu kurup İsrail oğullarının su pınarlarını ele geçirdiler. 21*O zaman İsrail oğulları, Rabbi yüce Allah’a yakardılar. Çünkü yürekleri kesildiydi ve tüm düşmanları onları kuşattılar; aralarından kurtulmalarına çare yoktu. 22*Asurlular’ın tüm ordusu, yaya ve arabalar, hem atlılar onların çevresinde otuz dört gün kadar durdular. 23*Betülya halkının su küpleri azalıyor ve sarnıçları boşalıyordu. Bir günlük içecek suları yoktu; çünkü onlara ölçüyle içiriyorlardı. 24*Çocukları bayılıyordu, kadınlar ve yiğitler de susuzluktan kırılıp şehrin sokaklarında, kapıların geçitlerinde düşerlerdi ve artık içlerinde güç kalmamıştı. 25*O zaman tüm halk; yiğitler, kadınlar, çocuklar. Uziya’nın ve şehrin başkanları yanında toplandılar. 26*Sıkı bir ağızla bağırarak yaşlıların karşısında dediler ki: - Aramızda yüce Allah karar versin. Çünkü siz bize çok kötülük yaptınız. 18*Bundan başka Aisoğuharı ve Amon oğulları çıkıp dağlar başında Dotaim’e karşı orduyu kurdular. Onlardan bazıları güneye ve doğuya doğru Mokmur vadisinin yanında ve Rahasi yanında olan Eğrebel ’ e karşı gönderdiler. 19*Asurluların kalan askeri ovada konup tüm yeryüzünü kaplamıştı. 20*Çadırları ve arabalarıyla büyük bir ordu oldular. 21*O zaman İsrailoğulları, Rabbi yüce Allah’a yakardılar. Çünkü yürekleri kesildiydi ve tüm düşmanları onları kuşattılar; aralarından kurtulmalarına çare yoktu. 22*Asurlular’ın tüm ordusu, yaya ve arabalar, hem atlılar onların çevresinde otuz dört gün kadar durdular. 23*Betülya halkının su küpleri azalıyor ve sarnıçları boşalıyordu. Bir günlük içecek suları yoktu; çünkü onlara ölçüyle(+) içiriyorlardı. 24*Çocukları bayılıyordu, kadınlar ve yiğitler de susuzluktan kırılıp şehrin sokaklarında, kapıların geçitlerinde düşerlerdi ve artık içlerinde güç kalmamıştı. 25*O zaman tüm halk; yiğitler, kadınlar, çocuklar. Uziya’ nın ve şehrin başkanları yanında toplandılar. 26*Sıkı bir ağızla bağırarak yaşlıların karşısında dediler ki: - Aramızda yüce Allah karar versin(*). Çünkü siz bize çok kötülük yaptınız ki, Asurlular ile barış yapmadınız. 27*Şimdi bize bir kurtuluş yok! Belki yüce Tanrı bizi onların eline bıraktı ki önlerinde susuzluktan ve savaştan kırılalım. 28*Öyleyse şimdi onları çağırın da şehri teslim edin. Holoferno’nun tüm halkı ve tüm askerleri çapul etsin. 29*Çünkü susuzluktan ölmektense onlara çapul olmak bize daha iyidir. Eğer biz onların köleleri olursak bedenlerimiz sağ kalır. Çocukların gözlerimiz önünde ölmesini, kadınlarımızın ve çocuklarımızın yaşamdan kesilmesini görmeyiz. 30*Üzerlerinize yeri ve göğü tanık tutarız; hem Tanrımızı ve atalarımızın Rabbini ki bizden günahlarımız ve atalarımızın günahları için öc alır. Tâ ki; siz onun bize bugün öyle yapacağına neden olmayasınız. 31*Ve topluluk arasında hepisinin bir ağızdan büyük bir ağlayışı oldu; hem büyük sesle yüce Allah Rabbe yakarıyorlardı. 32*Uziya da onlara dedi ki: - Ey kardeşler! Gönlünüzü hoş tutun; daha beş gün dayanalım ki Rabbimiz yüce Allah, bize onlarda kendi merhametini döndürsün. Çünkü O bizi sonsuza dek bırakmayacaktır. 33*Eğer bu beş gün geçtikten sonra bize yardım gelmezse, ben dediğiniz gibi yapacağım; diyerek oradaki topluluktan herkesi kendi evine gönderdi. 34*Onlar da burçların üstüne ve şehrin kuleleri üstüne gittiler. Kadınlarını ve çocuklarını evlerine gönderdiler ki şehirde büyük kaygı içindeydiler.
(+): Bak Hez. 4/6, (*)Çık.5/21.
8.Bölüm: Yudit'in yaşlılara ikazı ve öğüdü.
1*Bu kez o günlerde Yudit bunu duydu. Bu İsrail oğlu, Saladain oğlu, Samaliyal oğlu, Nataniyal oğlu, Eliyab oğlu, Eliyov oğlu, Ahito oğlu, Refain oğlu, Gedeon oğlu, Ananiya oğlu, Halkiya oğlu, Uziyal oğlu, Yusuf oğlu ve Oks oğlu Merarî’nin kızıydı. 2*Kocası kendi soyunun atalarından olan Manasse adındaki kişiydi ki arpa biçiminin zamanında ölmüştü. 3*Çünkü tarlada demet bağlayanların yanında dururken başına güneş çarptı. Bu yüzden yatağa düşüp Betülya şehrinde öldü. 4*Dotan ile Balomo arasında olan tarlada atalarıyla gömüldü. 5*Yudit ise kendi evinde üç yıl dört ay dul oturdu. Evinin damı üstünde kendine bir çadır kurmuştu. Beline çul kuşanarak sırtında dulluk giysisiyle dulluğun tüm günlerinde oruç tutuyordu. Cumartesi günlerinden önce olan günlerden, kendi özel günlerinden önce olan günlerden ve kendi özel günlerinden; hem ayın ilk günlerinden önce olan günlerden, bayramlardan ve İsrail evinin festivallerinden başka. 6*O güzel bir kadındı. Görünüşü çok güzeldi. Kocası Manasse ona altın ve gümüş; kölelerle hizmetçiler, sürüler ve içinde oturduğu evler bıraktı. 7*Hiç kimse onun için kötülük söylemezdi. Çünkü Tanrı’dan çok korkuyordu. 8*Bu kez o halkın yöneticileri üzerine kötü söylenen sözleri duydu. Çünkü halkın susuzluktan canı bayılıyordu. 9*Hem Uziya’nın halka söylediği sözleri de duymuştu ki; buna göre beş gün içinde şehri Asurlular’a teslim etmeye yemin etmişti. 10*Bundan ötürü tüm malını gözeten hizmetçisini gönderdi ki Uziya’yı ve kentin yaşlılarını Kabris’i ve Karmi’yi çağırsınlar. Onlar da ona geldiler. 11*Ve o onlara dedi ki: - Ey Betülya halkının liderleri dinleyin beni! Bugün halkın önünde yaptığınız konuşma uygun değil. Çünkü Allah ile bizim aramızda söyleyip bu yemini ettiniz. ‘Eğer beş günün içinde Rab bizi kurtarmaya dönmezse düşmanlara şehri teslim edelim’ dediniz. 12*Şimdi siz kim oluyorsunuz ki bugün yüce Allah’ı sınıyorsunuz? Kendinizi insanlar arasında ilâh gibi görmeyin! 13*Ve şimdi; ‘Herşeye Gücü Yeten Rabbe’ ait şeyi incelediniz; ama hiçbir şeyi anlamadınız. 14*Çünkü sizin insan yüreğinin derinliğini bilmeye ve aklının düşüncelerini kavramaya gücünüz yetmez. Öyleyse sizler ‘Herşeyi Yaratan Allah’ı anlamaya, ereğini bilmeye ve planlarını anlamaya nasıl erişebilirsiniz? 15*Yok yok kardeşlerim; Rabbimiz yüce Allah’a öfkelenmeyin. Çünkü eğer “O” bu beş günde bize yardım etmezse de; “O” isterse bizi kaç günden sonra kurtarmaya, ya da bizi düşmanlarımız önünde yok etmeye gücü yeter. 16*Öyleyse yüce Rabbimiz Allah’ın planını boş saymayalım. Çünkü “O”insan gibi değil ki, “O”na karşı durulsun ve ‘Ademoğlu’ gibi değil ki, “O”nunla dava görülsün. 17*Bu yüzden O’nun kurtarışına hazır olup kurtuluşumuz için “O”na yakarayım. O da isterse çağrımızı kabul eder. Çünkü soyumuzun içinde kimse kalmadı. 18*Bu günlerde aramızda adam, soy, baba ocağı, millet ve kent yoktur ki, insan eliyle yapılmış putlara geçen zamanlarda olduğu gibi tapınsın. Bu yüzden atalarımız kılıca, çapula teslim edildiler ve büyük kırgın ile düşmanlarımızın önünde düştüler. 19*Ama biz O’ndan başka Allah tanımıyoruz. Onun için umuyoruz ki bizden ve milletimizden birini bile dışlamaz. 20*Araştırın ve görün eğer bizi ele geçirselerdi artık Yahuda’nın adı anılmaz olurdu. Öyle ki, ‘Kutsal Tapınağımız’ yağmalanır ve yüce Allah murdarlığı ağzımızdan isterdi. Şu milletler arasında ki biz onlara köle olur, gözlerimizin görmesini arzu etemdiği şeyleri; yani ülkenin tutsaklığını ve mirasımızın yıkıntısını başımıza toplardı. 21*Bizi mülk edinenler arasında gülünç ve utanç olurduk. Çünkü bizim köleliğimiz ‘kayraya dönüşmezdi’; ama yüce Rab - Allah onu utanç yapardı. 22*Öyleyse şimdi ey kardeşler; kardeşlerimize örnek olalım. Çünkü onların yüreği bize belirsizdir; ‘Tapınağımız, Tapınma Yerimiz ve Sunağımız’ bize bağlıdır. 23*Bundan ötürü yüce Rabbimiz Allah’a şükredelim ki bizi atalarımıza yaptığı gibi sınar. 24*İbrahim’e her ne verdiyse ve İshak’ı ne denli şeylerle sınadıysa ve Yakup’a Suriye’nin ‘Mezopotamya’sında amcası Laban’ın koyunlarını güttüğü sırada ne kadar çok şeyin olduğunu anımsayın. 25*Nasıl ki, ‘O’ yürekleri sınayarak onları köle yaptıysa ve üstümüze öç almadıysa; belki de yüce Allah “O”na erişmek isteyenleri düzeltmek için dövüyor. 26*O zaman Uziya ona dedi ki: - Her ne söylediysen çok güzel akıllıca söyledin ve senin sözlerine kimse karşı gelemez. Çünkü senin bilgeliğin salt bu güne ait değil; belki aklını yaşamının ilk günlerinden, aynen yüreğinin yaratılışının iyi olduğu gibi tüm halkımız bilmiştir. 27*Ama halk çok susuzluk çektiği için, bizi söylediğimiz gibi yapmaya ve bize bu yemini ettirmeye zorladılar ki onu bozamayız. 28*Oysa sen erdemli bir kadınsın. Bizim için dua et ki, yüce Rab sarnıçlarımızın dolması için bir yağmur versin. Tâ ki; çok güçsüz olmayalım. 29*Yudit de onlara dedi ki: - Dinleyin beni de ben birşey yapayım ve her yüzyılda milletimize anlatılsın. 30*Bu gece kapıda durun da ben hizmetçimle şehirden dışarıya çıkayım. Siz o günler için şehiri teslim edelim dediniz; ama benim sebebimle yüce Rab İsraili ziyaret etsin. 31*Ama ne yapacağımı aramayın. Çünkü ben onu size iş bitinceye dek söylemem. 32*Uziya ve yöneticiler de ona: - Var sağlıcakla ki, yüce Rab - Allah önünde olsun ve düşmanlarımızdan öcünü alasın, dediler. 33*Ondan sonra Yudit”in çadırından dönüp herkes kendi evine gitti.

9.Bölüm: Yudit’in duası.
1*Yudit de yüzüstü kendini yere atarak başına kül saçtı. Ondan sonra sırtında olan çulundan soyundu. 2*Tam o sırada kutsal Kudüs’te akşam tütsüsü oluyordu. Yudit güçlü bir sesle çağırıp dedi ki: 3*- Ey! Babam Simun’un Rabb’i yüce Allah ki, ona bu kişiliksiz adamlardan intikam almak için kılıç(*) verdin. Onlar ise bir kızı onun kirlenmesi için zorladılar ve utancı için kalçasını açtılar; hem de rezilliği için kızlığını bozdular. Çünkü sen dedin ki, böyle olmaması gerekir. 4*Ve öyle şeyler yaptılar ki, sen onlar için sultanlarını ölüme bıraktın da hileyle yattığı döşeklerini kanla ıslattılar. 5*Köleleri sultanlarla ve sultanları da kendi koltukları üstünde vurdun. Kadınlarını yağmaya, kızlarını esirliğe ve tüm çapullarını şu sevgili oğullarının arasında bölüştürmeğe verdin. Onlar da gayretinden tutuşup kendi kanının pisliğinden tiksindiler ve seni kendi kurtuluşları için çağırdılar. Ey Allah, ey Allah’ım! Bu dul kadını kabul et. 6*Çünkü ondan önce, ondan sonra ve olagelen şeyleri sen yaptın; hem olacak şeyleri de sen düşündün. Niyet ettiğin şeyler hep ortaya çıkıyor ve işte bundayız, diyorlar. 7*Çünkü tüm yolların hazır ve tüm egemenliğin kaçınılmazdır.
(*)Tek.34/24.
8*Çünkü işte Asurlular kendi askerleriyle çoğaldılar. Atlar ve atlılar ile böbürleniyorlar. Yayaların gücüyle övünüyorlar. Kalkan yay ve sapanlarına güveniyorlar. 9*Bilmezler ki, cenkleri bozguna uğratan Rab sensin ve senin ismin Rabtir(+). Kuvvetinle onların gücünü kır ve öfkenle onların egemenliğini bitir. 10*Çünkü mabedini bozmaya ve sevgili adının mekan tuttuğu evi kirletmeye hem sunağın boynuzlarını demir ile yıkmayı tartıştılar. 11*Onların kibirlenmelerine bak da öfkeni üzerlerine sal. 12*Ben dul kadının eline planladığımın gücü ver. 13*Hilekar dudaklarımın sebebinden kulu beyi ile ve beyi de kulu ile vur. 14*Çünkü senin gücün kalabalıklara ve kudretin çevik yiğitlere bağlı değildir. 15*Oysa sen alçakgönüllülerin Rabbi, küçüklerin yamağı, zayıfların yardımcısı, bedbahtların koruyucusu ve umutsuzların kurtarıcısısın. Evet evet ey babamın Allah’ı! Ey İsrail mirasının Tanrısı! 16*Göklerin ve yerin Rabbi. Suların yaratıcısı, tüm yaratıkların kralı; benim duamı kabul et. 17*Antlaşmanın, kutsal Tapınağının ve Siyon tepesi ile oğullarının evi üzerine kötü emelleri olanlara benim sözlerim hile, dert ve acı için olsun. 18*Tüm halkına, her güç ve egemene bildir ki# İsrail ulusunun senden başka koruyucusu yoktur.
(+): Ekl.24/28, Tob.13/5, l.Ez.5/62, Yud.5/13.
10.Bölüm: Yudit'in Halefirno'nun çadırına gitmesi.
1*Ondan sonra İsrailin Tanrısına yalvarmayı bıraktı. Sözlerini bitirdiğinde kendisini cansız gibi attığı yerden kalktı. 2*Ve hizmetçesini çağırıp Cumartesi günlerinde ve bayramlarda olduğu evine gitti. 3*Ve sırtındaki çulu çıkarıp, dulluk giysisinden soyundu. 4*Sonra yüzünü su ile yıkadı ve nefis kokulu yağ ile yağladı. Başının saçlarını düzeltti ve üzerine bir başlık örttü. Sonra, kocası Manessa zamanında donandığı bayramlık giysilerini giydi. 5*Ayaklarına güzel papuçlar giydi; hem de bileziklerini, tokalarını, yüzüklerini ve küpeleriyle tüm süslerini takındı. 6*Onu gören her adamın gözlerini aldatmak için çok süslendi. 7*Ondan sonra hizmetçisine bir yayvan kap şarapla, bir kap yağ verdi ve bir torbayı da unla, kuru incirle, has ekmekle doldurdu. 8*Ondan sonra o kapları bohçalayıp onun sırtına koydu. 9*İkisi de Betülya şehrinin kapısına doğru çıktılar. Uziya’yı ve şehrin yaşlılarını; Kabri’yle Karmi’yi buldular ki o kapıya tayin edilmişlerdi. 10*Onlar da onu değişik bir yüzle ve değişik bir giysiyle görüp, güzelliğine çok şaşırdılar. 11*Ve ona dediler ki: - Atalarımızın Allah’ı yüce Allah(*) seni kayırsın. İsrail oğullarının onuru ve kutsal Kudüs’ün yükselişi için işinizi tamamlasın. Ondan sonra yüce Allah’a secde ettiler. 12*O da onlara dedi ki: - Emredin ki bana şehrin kapısı açılsın ve ben çıkayım da söyleştiğimiz şeyleri tamamlayım. 13*Onlar da askere emrettiler ki ona dediği gibi kapı açılsın ve böyle oldu. 14*Yudit de kendi hizmetçisiyle çıktı. 15*Şehir adamları ise ona dağdan inince ve dereyi geçinceye dek bakıp duruyorlardı. Ondan sonra artık onu göremediler. 16*Onlar ise dereden düpedüz giderlerken, Asurlular’ın ilk birlikleri ona rast gelip onu tuttular ve kimlerdensin, nereden gelip, nereye gidiyorsun? Diye sordular. 17*O da: - Ben İbrani soyundan bir kadınım ve onlardan kaçıyorum; çünkü onlar yok edilmek için elinize verilecektir, dedi. 18*Ve ‘ekledi’: - Ben başkumandanınız olan Holoferno’nun önüne gidiyorum ki# ona sözün doğrusunu deyivereyim. 19*Hem onun önünde bir yol göstereyim ki oradan gitmeğe ve tüm dağları ele geçirmeğe gücü yetsin. ‘Böylece’ hiç kimse ve kendininkilerden bir diri can yok olmasın. 20*O adamlar onun sözlerini işittikten sonra yüzüne baktılar ve onları güzelliğiyle çok şaşırttı. 21*Ona dediler ki: - Sen canını kurtarmak için efendimizin önüne gelmeye acele ettin. 22*Öyleyse onun otağına gel de bizden bazısı ta seni ellerine teslim edinceye dek sana yoldaş olsunlar. 23*Ve sen onun önünde iken yüreğin korkmasın; ama ne diyeceksen ona söyle de sana iyilik yapsın. 24*Ondan sonra içlerinden yüz adam seçerek onları, onunla ve hizmetçisiyle götürdüler. 25*Ve unu Holoferno’nun otağına götürdüler. Tüm orduda büyük bir izdiham oldu. Çünkü onun gelişinin haberi bütün çadırlara yayılmıştı. O Holoferno’nun otağının dışındayken halk gelip tâ ona ondan haber verinceye dek onun çevresinde duruyorlardı. 26*Herkes onun güzelliğine imreniyor ve onun yüzünden İsrail oğullarına şaşırıp kalıyorlardı. 27*Her birisi kendi yoldaşına diyordu ki: -Bu ne biçim bir kadın; bu ne biçim bir ulus ki içlerinden böyle kadınlar varken aşağılansın. 28*Araştırın onlardan bir adamı bile salıvermek iyi değildir; çünkü hayatta kalanlar tüm yeryüzünü doldurabilirler. 29*Sonra Holoferno’nun tüm bekçileri ve hizmetçileri gelip Yudit’i otağın içine götürdüler. 30*Holoferno ise döşeğinde keyif çatıyordu. Öyle bir cibinlik altındaydı ki gözleri kamaştıran altınla, zümrütle ve diğer değerli taşlarla dokunmuştu. 31*Onlar ona haber verdikten sonra o otağın ön odasına çıktı ve gümüş fenerler önünde yürüyordu. 32*Sonra Yudit onun ve hizmetçilerinin önüne geldiği an herkes onun yüzünün güzelliğine şaşırıp kaldı. Yudit de yere yüzüstü kapaklanarak Holoferno’ya dileği olduğunu söyledi ve onun köleleri onu kaldırdılar.
(*)Tob.13/5.
11.Bölüm: Yudit'in Halefirno'yla konuşması.
1*O zaman Holoferno ona: - Ey kadın! Canın sıkılmasın ve yüreğin korkmasın; çünkü benim irademle tüm dünyanın kralı Nabukadnezar’a hizmet etmek isteyen kimseye kötülük yapmadım. 2*Ve eğer senin dağlarda yaşayan milletin beni küçümsemeseydi, ben onlara mızrağımı kaldırmazdım. Ama onlar kendi kendilerine ettiler. 3*Şimdi söyle bana sen niçin onlardan kaçtın ve neye bana geldin? Çünkü sen esenlikle geldin, rahat et. Bu gece ve bundan sonra sağlıcakla kal. 4*Artık sana hiçkimse kötülük yapamaz. Ama herkes sana efendim Nabukadnezar’ın kullarına yapıldığı gibi iyilikle davranacaktır. 5*Yudit de ona dedi ki: - Cariyenin sözünü kabul et ve izin ver ki, cariyen önünde konuşsun. 6*Hem ben bu gece efendime bir yalan söyleyemem. Eğer cariyenin sözünü tutacak olursan, yüce Allah senin işlerini rast getirsin ve efendimin hiç bir amacı boş çıkmasın. 7*Çünkü herkesin kralı Nabukadnezar’ın yaşamı ve o kişinin gücünün devamı için, seni tüm canların düzenine gönderdi. Senin sebebinle yalnız ona tüm insanlar boyun eğmiyor; belki de çölün canavarları, diğer hayvanları ve gök kuşları senin gücünle onun elinin eli altında yaşasınlar. 8*Biz senin bilgeliğini ve aklının yeteneğini işittik; hem tüm yeryüzünde bilindi ki, tüm ülkede salt sen üstün, ilimde güçlü ve cenk işlerinde acayipsin. 9*Biz Akyor’un senin kurulunda söylediği sözleri işittik. O Betülya’dakilerin ellerinle düşüp onlara önünde söylediğini hep anlattı. 10*Bu sebepten ey efendim, kralım! Onun sözünden vaz geçme ve onu yüreğinde tut; çünkü gerçektir. 11*Araştır..! Milletimizden öç almak mümkün değil ve onlara kılıç galip gelemez. Yeter ki, onlar yüce Allah’a suçlu olmuş olmasın. 12*Öyleyse şimdi efendimiz ümitsiz kalmasın ve işlerini görmeden gitmesin. 13*Artık ölüm içlerine geldi ve onları bir günah tuttu ki, her ne kadar benimsenmeyecek işler yaptılarsa; o zaman onunla Allah’ın öfkesini üzerine çekerler. 14*Çünkü tahılları eksildiği ve suları azaldığı için birbirleriyle görüştüler ki yük hayvanlarına ve tımarlı hayvanlara el atalar. Ayrıca yüce Allah’ın onlara yemesinler diye Tevrat’ta yasakladığı her şeyi yemeye niyet ettiler. 15*Hem de tahılgillerin ilk turfandasından, şarabın ve zeytin yağının ondalığından yemeğe niyet ettiler ki onları kutsadıktan sonra Kutsal Kudüs’te Tanrımızın önünde duran imamlara saklıyorlardı. O şeylere hiç bir kimse elleriyle dokunması bile caiz değildi. 16*Kutsal Kudüs’e adamlar gönderdiler ki, onların meclislerinin cemaatinden izin alsınlar. Çünkü orada oturanlar da böyle yaptılar. 17*Onlardan haber alıncaya kadar böyle bekleyecekler. Ama hemen o günde yok edilmeleri için sana verilecekler. 18*Bu yüzden ben cariyen bu şeyleri öğrendim ve onların yanlarından kaçtım. Yüce Allah beni seninle işler yapmaya gönderdi ki onları her yerde duyan şaşıp kala. 19*Çünkü cariyen gök Tanrısından korkar ve gece gündüz O’na ibadet eder. 20*Şimdi ey efendim! Ben senin yanında durayım; cariyen gece dereye çıksın ve orada yüce Allah’a dua etsin. 21*Böylece O, bana kötü şeyler planladıkları zamanı esinlesin. Ben de o zaman gelerek sana bildireyim. Sen de tüm askerlerinle dışarıya çıkasın ve onlardan hiç kimse sana karşı duramasın. 22*Ben seni Yahuda bölgesinin ortasından götüreceğim. Sen kutsal Kudüs’e varıncaya dek şöyle yapacağım: İçinde tahtını kurasın ve onları çobanı olmayan koyunlar gibi süresin. 23*Ve bir köpek bile kendi diliyle size havlamayacak. 24*Çünkü bu şeyler bana ufkuma göre esinlenerek bildirildi ve ben de seni onlardan haberdar etmek için gönderildim. 25*Yudit’in bu konuşması Holoferno’ya ve onun tüm hizmetçilerine iyi göründü ve onun bilgeliğine şaşırarak şöyle dediler: 26*- Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar böyle bir kadın yoktur ki, yüzünün güzelliğinde ve açıksözlülüğünde ‘olsun’. 27*Holoferno ona dedi ki: - Yüce Allah seni kavminin önüne göndermekle iyi yaptı. Böylece elimize güç ve efendimizi aşağılayanlar üzerine yıkım gelsin. 28*Aynen görünüşte nazik ve sözde kibar olduğun gibi; aklına getirdiğini de yaparsın. Senin Tanrın bana Tanrı olsun. Nabukadnezar’ın sarayında oturasın ve tüm dünyada anılasın.

12.Bölüm: Holoferno'nun şöleni ve sarhoşluğu.
1*Ondan sonra gümüş araç gereçlerin saklandıkları odaya götürülmelerini ve ona kendi yemeklerinden, kendi şarabından içirmeleri için sofra hazırlamalarını emretti. 2*Ama Yudit: - Ben onlardan yemem; belki birşey olur da onunla günah etmiş olurum. Kesin ardımca gelen şeylerden hizmetleneyim, dedi. 3*Holoferno da ona dedi ki: - Ya yanında olan şeyler dokunursa; ona göre...! Diğerlerini nerde bulalım ki sana verelim? Çünkü senin halkından yanımızda kimse yoktur. 4*Yudit de ona: - Canının sağlığı için ey efendim! Cariyen yanımda olan şeyleri yiyip donatmaz ki yüce Rab, değer verdiği şeyleri benim elimle yerine getirmemiş ola. 5*Ondan sonra Holoferno’nun hizmetçileri onu bir çadır içine götürdüler; orada gece yarısına kadar uyudu ve sonra gün ışırken ayağa kalktı. 6*Ve Holoferno’ya ‘haber’ gönderip dedi ki: “Şimdi efendim buyursun ki, cariyen namaz(1) kılmaya dışarıya bırakılsın. 7*Holoferno da bekçilerine ona engel olmamaları için emretti. O da orduda üç gün durdu. 8*Ve her gece Betülya deresine çıkarıldı da orduda olan suyun pınarında yıkanıyordu(2). 9*Ve döndüğü zaman İsrail’in Tanrısı Rabbe; milletinin yükselişi için, işlerinin başarısı uğruna dua ediyordu. 10*Sonra çadırına tertemiz girip, ona akşam yemeği getirilinceye dek orada kalırdı. 11*Bu kez dördüncü günden sonra Holoferno yalnız kendi özel hizmetçilerine bir şölen düzenledi ve gözetmenlerinden birisini bile çağırmadı. 12*Saray kahyası olan hizmetçi Bagoa’ya dedi ki: - Git! O yanında olan İbrani kadına söyle; bize gelip bizimle gelip zevk ve sefa etsin, dedi. 13*Çünkü böyle bir kadını onunla konuşmadan salıvermek utanç olurdu. Eğer biz onu getirmezsek o da bizi soytarı yerine kor. 14*Bagoa da Holoferno’nun önünden çıktı ve ona gidip dedi ki: - Bu güzel kız efendime gelmeye üşenmesin ki onun önünde o gözetilsin ve bizimle coşkuyla içki sefasına katılsın. Hem bu gün Nabukadnezar’ın sarayında olan Asur kızlarından biri gibi ol. 15*Yudit ona şöyle yanıt verdi: - Ben kimim ki efendime karşı geleyim? O ne isterse ben onu tüm gönlümden yaparım ve bu bana tâ ölünceye dek büyük sevince neden olur. 16*Böylece kalktı ve giysisiyle tüm kadınlık süslerini donandı. Hizmetçisi de gidip Bagoa’dan günlük kullanımı için aldığı şeyleri Holoferno’nun önünde yere serdi ki üstünde oturulup yemek yenilsin. 17*Sonra Yudit gelerek sofraya oturdu. Holoferno da ona tutuldu ve yüreği çarpmaya başladı. Onunla birlikte olmayı çok arzuladı. 18*Çünkü onu görür görmez kendi zevkine çekmeye fırsat kolluyordu. 19*Holoferno ona: - İç ve bizimle eğlen dedi. 20*Yudit de şöyle yanıtladı: - Neden içeyim efendi?! Çünkü bugün benim yaşamım bir yüceliğe erişti ki, ben doğalıdan beri böyle olmamıştır. 21*Hizmetçesi de ona hazırladığı şeylerden alarak yedi ve onun önünde içti. 22*Bu yüzden Holoferno çok sevinçliydi; litrelerce şarap içti. Öyle ki doğalıdan beri bir gün bile bu denli içmemişti.
(1)Bak Sül.Bil.16/28, (2)Bir çeşit arınma(tathir, abdest). Bak Çık.40/30,31, Yuh.3/25 ile karşılaştırın.

13.Bölüm: Yudit’in Holoferno'yu öldürmesi ve halkı ile Allah'a duası.
1*Bu kez akşam oluncaa Holoferno’nun hizmetçileri aceleyle herbir yana gittiler. Bagoa da otağını dışarıda kapadı ve orada hazır olanların hepsini efendisinin önünden kovdu. 2*Herkes çok içki içtiğinden yorgun düşmüş ve yataklarına gitmişti. 3*Otakta bir tek Yudit kalmıştı. Holoferno kendi döşeğine uzanmış yatıyordu. Çünkü çok sarhoş olmuştu. 4*Bu kez Yudit kendi hizmetçisine onun odanın dışında durmasını ve önceki günlerdeki gibi kendisinin çıktığı zamanı gözetmesini buyurmuş idi çünkü gideyim namazımı kılayım, dedi. 5*Bagoa’ya da bu şekilde söyledi. Bu kez hepsi onun önünden gittiler. Ne büyük, ne küçük odada kimse kalmadı. 6*O zaman Yudit Holoferno’nun döşeği yanında durup kendi kendine şöyle söyledi: - Ey tüm kralların Rabbi yüce Allah! Kutsal Kudüs’ün yücelişi için ellerimin işine bak. 7*Çünkü mirasına yardım ve üstümüze gelen düşmanları yok etmek için, şimdi işi bitirmenin tam zamanıdır. 8*Ondan sonra Holoferno’nun baş ucunda olan döşeğin direğine yanaşıp kılıcı aldı. Döşeğe yakın gelip, başının saçlarını sıkıca tuttu ve dedi ki: 9*- Ya Rabbim Allah! Bu gün bana güç ver. Ondan sonra tüm gücüyle iki kez boynuna vurdu ve başını kesti. Sonra bedenini döşeğinden yuvarlayıp direkler üzerinden cibinliği çekti. 10*Biraz sonra çıkarak Holoferno’nun başını hizmetçisine verdi; o da onu yemek torbasının içine attı. 11*Ondan sonra gelenekleri üzere, ikisi de namaz kılmaya çıktılar. Orduyu geçip o dereyi dolaştılar ve Betülya’nın dağına çıkıp kapılarına dayandılar. 12*Yudit uzaktan kapıların bekçilerine bağırıp dedi ki: - Açın! Şimdi kapıyı açın! Tanrımız yüce Allah da bizimledir. Bugün yaptığı gibi; İsrailde düşmanlarımıza karşı sağlam ve güçlü iş bitirsin. 13*O şehirde olanlar da onun sesini duydukları gibi çabucak şehrin kapısına geldiler. 14*Şehrin yaşlılarını çağırdıklarında küçük büyük herkes oraya doğru seğirtti. Çünkü onun döneceğine inanmıyorlardı. Öylece kapıyı açıp onu içeri aldılar. 15*Aydınlık olması için ateş yakıp onun çevresinde durdular. 16*O da onlara gür bir sesle dedi ki: - Allaha gani gani hamd ve şükür ederim ki, İsrailden rahmetini çekmedi. Belki bu gece benim elimle düşmanlarımızı kırdı. 17*Başı torbadan çıkararak onlara gösterdi ve dedi ki: 18*- İşte Asurlular’ın baş kumandanı Holoferno’nun başı ve işte içinde sızıp kaldığı cibinlik parçası. Böylece yüce Allah onu bir kadının eliyle vurdu. 19*Beni bu işte koruyan Rabbin hayatı için; benim yüzüm Holoferno’nun kendi ölümü içinmiş! Hem benimle utanç verici kirli bir günahı yapmadı. 20*O zaman tüm halk çok şaşırıp yüce Allah’a eğilip secde ettiler ve temiz bir dille dediler ki: 21*Ey Tanrımız! Yücelenesin ki, bu gün kendi halkının düşmanlarını yok ettin. 22*Uziya da Yudit’e dedi ki: - Ey kız! Yüce Allah’ın katında yeryüzünde olan tüm kadınlardan daha çok yücelen(*). 23*Hem yeri göğü yaratan yüce Rab Allah yücelensin ki, sana düşmanlarımızın baş kumandanının başını kırmaya yol gösterdi. 24*Çünkü senin güçlü inancın bu adamların yüreklerinden hiç çıkmayacak ve Allah’ın gücünü sonsuza dek anlatacaklardır. 25*Böylece yüce Allah sana bu şeyleri sonsuz yüceltsin ve seni her türlü iyilik ile ziyaret etsin. Buna karşılık sen ki, milletimizi kötülükten kurtarmak için kendi bedenini esirgemedin. Belki de Tanrımızın önünde sadakatle yürüyerek bizim derdimize çare oldun. 26*Tüm halk da amin, amin! Dedi.

(*)Hak.5/24.
14.Bölüm: Yudit’in Asurlular'a karşı halkını saldırışa sürmesi.
1*Yudit onlara dedi ki: - Şimdi ey kardeşlerim beni dinleyin! Bu başı alın ve onu kalenin burçlarına asın(+). 2*Sabah aydınlanırken, yeryüzüne güneş yükseldiği an; herkes silahlarını kuşansın ve her cesur adamınız şehirden dışarıya çıksın. 3*Ve onlara bir baş dikin! Bu şekilde ta ovaya inip Asurlular’ın ilk karargahına doğru gidin; ama inmeyin. 4*O zaman onlar silahlarına davranarak ordusuna gitsinler ve Asurlular’ın kumandanlarını uyandırsınlar. 5*Onlar da Holoferno’nun otağına koştuklarında; onu bulmayıp üzerlerine korku düşecek ve önümüzden kaçacaklardır. 6*O zaman siz ve tüm İsrail dağıstanında olanlar; yaylarınızı alıp onları yollarında vurasınız. 7*Ama siz bunu yapmadan önce bana Amon’lu Akyor’u çağırın. O bu olayı görsün, İsrailoğullarını aşağılayanı ve onu bize, sanki ölüme gönderene bilsin. 8*Böylece Akyor’u Uziya’nın evinden çağırdılar. O da gelip halkın kalabalığı içinde, bir adamın elinde Holoferno’nun başını görünce yüzüstü yere düştü ve nefesi kesildi. 9* Ama onu kaldırdıklarından sonra Yudit’in ayaklarına kapaklanıp, önünde serilip dedi ki: - Tüm Yahuda evlerinde ve tüm milletler arasında kutlu bir kadın olasın; ve her kim adını duyarsa şaşsın..! 10*Şimdi bana bu geçen günlerde yaptığın herşeyi anlat. O da ona kavmin arasından ayrıldığı günden, ta onlarla söyleştiği saate dek ne yaptıysa anlattı. 11*Herşeyi anlattıktan sonra halk kendi şehrinde yüksek sesle sevinçle ilahiler söylediler. 12*Akyor da İsrail Tanrısı’nın tüm yaptığı şeyleri görüp yüce Allah’a güzelce iman etti ve sünnet derisini kestirdi de bu güne dek İsrail evine katıldı. 13*Sabahleyin Holoferno’nun başını kale duvarının dışına astılar. Bütün adamlar silahlanarak çıktılar ve dağların yamaçlarında yayıldılar.
(+): Bak II.Mak.15/35 Benzer bir olay.
14*Asurlular da onları gördükleri gibi kendi yüzbaşılarına haber vermeye gönderdiler. 15*Bunlar da kumandanlara, binbaşılara ve tüm beylerine gittiler. 16*Ve onlar Holoferno’nun otağına geldiler, saray kahyasına dediler ki: - Efendimizi şimdi uyandır. Çünkü o köleler bize karşı cenk etmeye cesaret ettiler; ama hepsi birden tamamen yok olsunlar. 17*O anda Bagoa girdi ve otağın içinde tıkırdadı. Çünkü Holoferno’yu Yudit ile yatıyor sanıyordu. 18*Ama gördü ki, hiç kimse yanıt vermiyor; kapıyı açarak odaya girdi. 19*Ve Holoferno’yu döşeme üzerinde başı kesilmiş bir halde yatarken buldu. 20*O zaman yüksek sesle ağlayıp sızlamaya, bağırmaya ve giysilerini yırtmaya başladı. 21*Ondan sonra Yudit’in konakladığı çadırına girdi, onu bulamayınca dışarıya kalabalığa koşarak: - O köleler hainlik yaptılar 21*Şah Nabukadnezar’ın evini bir İbrani kadın rezil etti. Çünkü Holoferno yerde yatıyor ve başı yok! 23*Asur askerlerinin kumandanları da bu sözleri işitince çabucak giysilerini yırttılar ve yürekleri çok sıkıldı. 24*Hem ordunun içinde çok bağırarak çağrıştılar.
15.Bölüm: Asurlular'ın kaçışı ve kırılışı; Yahudilerin büyük zaferi.
1*Çadırlarda olanlar durumu işitince şaşırdılar ve üzerlerini dehşet kapladı. 2*Artık yoldaşa karşı durabilecek bir adam bile yoktu. Böylece bozulup bozkırın ve dağların tüm yollarından kaçtılar. 3*Hem Betülya’nın çevresinde olan dağlar üzerinde olanlar kaçtılar. 4*O zaman İsrailoğullarının tüm cenkçileri onların üzerine saldırdılar. 5*Uziya da Betümestam’a, Beba’ya, Koba’ya, Kolo’ya ve tüm İsrail’in yan tarafına ulaklar gönderdi ki, olan şeyleri bildirsinler ve tüm düşmanları üzerine yok edilmeleri için saldırsınlar. 6*Böylece İsrailliler bu şeyleri duyup, tümü birlikte tâ Koba’ya dek üzerlerine yürüdüler. 7*Kutsal Kudüslüler ve tüm dağlarda olanlar yetiştiler. Çünkü düşmanlarının ordusunda olan olaydan haber almışlardı. 8*Gilatlılar ve Celileliler onları büyük bir şekilde bozarak katlettiler. Şam’ın ve onun sınırlarının ötesine dek kovaladılar. 9*Hem Betülya halkının kalanı Asurlular’ın ordusu üzerine giderek onu çapul ettiler ve birçok mallar elde ettiler. 10*İsrailliler de katletmekten dönerek kalan şeyleri aldılar. 11*Dağın ve ovanın kasabaları ile şehirleri de birçok çapul malı aldılar. Çünkü kesinlikle çok idi. 12*Bundan sonra baş imam Yoakim’le kutsal Kudüs’te yaşayan İsrail oğullarının saygıdeğer kişileri, yüce Allah’ın İsrail’e yaptığı iyiliği saptamak için Yudit’i görmeye ve onunla dostça söyleşmeye geldiler. 13*Evine girdiğinde tümü bir ağızdan onu bereketledi ve dediler ki: 14*- Sen kutsal Kudüs’ün yüceliği, büyük şerefi ve milletimizin büyüğüsün. Çünkü bu denli şeyleri kendi elinle yaptın. 15*Sen İsrail’e büyük iyilik yaptın ve yüce Allah onlara iyilik armağan etti.16*Her Şeye Gücü Yeten yüce Rabbin katında sonsuza dek kutlu bir kadın olasın. Bütün halk da amin, dedi. 17*Halk orduyu otuz gün yağmaladı. 18*Ondan sonra Yudit’e Holoferno’nun otağını ve onun tüm gümüş aletlerini, döşeklerini, leğenlerini ve tüm kaplarını verdiler. 19*O da o şeyleri alıp kimini kendi katırına yükletti ve kimini de arabalarına atlar koşup üzerlerine yığdı. 20*İsrailin bütün kadınları onu görmeye üşüştüler; ona iyilik dilediler ve onun için bir dans düzenlediler. 21*O da ağaçların dallarından ellerine alıp kadınların ellerine verdi. 22*Onlar da ona ve yanında olanlara zeytin ‘yapraklarından’ bir onur çelengi yaptılar. Tüm halkın önünde kadınlar alayını götürüyordu. 23*Tüm silahlı İsrailliler onur çelenkleriyle ve ağzında ezgilerle ardınca geliyorlardı.

16.Bölüm: Yudit’in övülmesi ve özgeçmişi.
1*O zaman Yudit bu ezgiyi söyledi ki, tüm İsrail içinde bir kaside olsun; ve bu kasideyi bütün halk onun ardınca söylüyordu. 2*Yudit böyle söyledi: Tanrıma davullar çalmaya başlasın. O’na ilahiler ve şükürler(l) ezgilensin; adını anarak yüceltin. 3*O öyle bir Allahtır ki cenkleri bozar. Çünkü O beni büyük, kalabalık bir ordunun içinde; çevik askerlerin ellerinden kurtardı. 4*Kuzey dağlarından Asurlular geldiler; şu binlerce askeriyle geldiler ki, onların çokluğu selleri alıkoyardı ve onların atlıları tepeleri kaplardı. 5*Onlar kentlerimizi yıkmak, yiğitlerimizi kılıçtan geçirmek, süt emen bebeleri yere çarpmak, çocukları çapul etmek ve kızlarımızı kirletmek isteğindeydiler. Ama Her Şeye Gücü Yeten yüce Rab - Allah, bir kadının eliyle bu işi yaptı ve onların emellerini boşa çıkardı. 6*Çünkü o, böbürlenen yiğitlerin elleriyle düşmedi. Devlerin oğulları onu vurmadılar; hem güçlüler onun üstüne saldırmadılar. Ama Merari kızı Yudît Yudit, onu kendi yüzünün güzelliğiyle bozdu. 7*Çünkü kendi dulluk giysisinden büyük sıkıntıda olan İsraillileri kurtarmak uğruna soyundu.
(1)Mez.96/1,98/1
8*O zaman hoş kokulu yağ ile yüzünü yağladı ve saçlarını bir başlık altına bağladı. Hem onu aldatmak için bez çemberini aldı. 9*Onun parlak sandaletleri gözünü kamaştırdı, tatlı canını esir etti ve kılıç boynunu kesti. 10*Onun cesaretinden Persliler ürktüler ve Medliler onun yürekli işinden şaştılar. 11*O zaman benim dert yoldaşlarım sevindiler, güçsüzlerim çağrıştılar; onlar korktular ve bağırarak kaçtılar. 12*Oğlancıklar onları deldiler ve kaçkınlar gibi yaraladılar. Yüce Rabbim Allah’ın alayından yok oldular. 13*Ben Rabbe yeni bir ezgi söyleyeyim: Ya Rab! Sen ulusun, sevgilisin; güçte ise acayip ve yenilmezsin. 14*Tüm yaratıklar sana tapınsınlar. Çünkü söylediğin gibi oldu; sen ruhunu gönderdin ve o onları düzeltti. Senin sesine kimse karşı koyamaz. 15*Çünkü senin önünde dağlar ve sular(1) bile temellerinden oynadı; kayalar bal mumu gibi eridiler. 16*Ama senden korkanlara kesinlikle bağışlayansın. Çünkü senin katında her hoş kokulu kurban az bir şeydir ve takdimeye getirilen her yağ küçük şeydir. Ama Rabten korkan her şekilde ve her daim senin katında büyüktür(2). 17*Vay o ümmetlere ki, benim milletim üzerine kalkıyorlar! Her Şeye Gücü Yeten Yüce Allah, kıyamet gününde etlerine ateş ve kurtlar(3) salıp öç alsın. Onlar da acılarla(4) sonsuza dek ağlasın. 18*Ondan sonra kutsal Kudüs’e girdiklerinde Rabbe secde ettiler. Çabucak halk arındıktan sonra takdimelerini, gönüllü kurbanlarını ve armağanlarını sundular. 19*Yudit de Holoferno’nun tüm halkın ona bağışladığı aletlerini ve döşeğinin üzerinden aldığı cibinliği Tapınağa asarak, onları yüce Rabbe bağışladı. 20*Kutsal Kudüs’teki insanlar, Tapınağın önünde üç ay kadar donanma ettiler ve Yudit de onlar ile birlikte oradaydı. 21*O zamandan sonra herkes kendi evine döndü. Yudit de Betülya’ya giderek orada kendi mülkünde yaşadı ve tüm bölgede kendi asrında pek cömertti. 22*Çok kimseler onu eş olarak almak istedi; ama kocası Manessa öleliden ve kendi kavmine katılalıdan beri ömür boyu ona kimse elişemedi. 23*Zenginleşti ve çok şöhreti arttı. Kocasının evinde yaşlanıp yüz beş yıl yaşadı ve kendi hizmetçisini özgür bıraktı. 24*Sonunda Betülya’da öldü ve kocası Manessa’nın mezarında gömüldü. İsrail evi ona yedi gün ağladı. 25*Ölmeden önce mallarını kendisinin ve kocası Manessa’nın yakın akrabalarına paylaştırdı. 26*Böylece Yudit’in günlerinde ve onun ölümünden sonra, belli bir zaman İsrailoğulları’nı korkutacak hiç kimse yoktu.

(1)Mez.95/7,(2)Mez.51/18,(3)İş.66/24, (4)Mat. 13/5.

 

 

 

   
 
alt_banner