ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

ONİKİ MERYEM / BİR İSA
Aytunç ALTINDAL

İncil'de Meryem Ana'nın yanı sıra başka Meryemlerin de adı geçer. Mecdelli Meryem (Maria Magdalena), Yuhanna'nın annesi Meryem, fahişe Meryem, Betanyalı Meryem ve Mısırlı Meryem ilk akla gelenlerdendir.
İncil'de adı geçen tam on Meryem vardır ve bunlardan İsa'nın annesi olarak gösterilen 'Bakire Meryem' dışındakilerin kimlikleri koyu bir sis perdesinin ardına saklanmıştır. Bu on Meryem'den hangisinin Maria Magdalena olduğu da belli değildir. Hatta Maria Magdalena'nın, İsa'yı yetiştirmiş olan bir süt anne olduğu bile iddia edilmiştir.
İsa Mesih, annesini dışında tutarsak bu dokuz Meryem'den biriyle gerçekten de evlenmiş miydi acaba? Günümüzde çok bilinen ve tartışılan bu konu Hıristiyanlığın 2000 yılına damgasını vurmuştur. Bu tasarımsal evlilik konusunda daha ilk yüzyıldan başlayarak kitaplara konu olmuş sayısız tartışma yaşanmıştır. Şimdi kısaca bu tartışmalardan bazılarını görelim.

Hangi Meryem?

İlkin İncil'de yer alan şu on Meryem'i görelim. Bunlar sırasıyla, İsa'nın annesi Kutsal Bakire Meryem, Havari James'in annesi Meryem, Evangelist=İncil'in dördüncü kitabının yazarı Yuhanna'nın (John) annesi Meryem, kim olduğu bilinmeyen ve esrarengiz bir kadın olarak kalan ve sadece 'ÖTEKİ' (Other) diye tanıtılan Meryem, fahişe Meryem, Mary Jacoby diye adı ve soyağacıyla belirtilmiş olan Meryem, Maria Magdalena (Mecdelli Meryem), Mark'ın yazdığı ikinci kitapta adı geçen Bethany'li Meryem ve son olarak da Mısırlı Meryem'dir. İlginçtir ki 16.yy'da iki Meryem daha eklenmiştir bu listeye.
Şöyle ki, İsa'nın annesi Meryem'in annesi Hannah (Anna) İncil'de anlatıldığına göre kısırdı. Bu aynı zamanda tüm Kutsal Kitap'taki beşinci kısır kadındır. Daha sonra, Tanrı'nın lütfuyla hamile kalıp Meryem'i doğurmuştur. 16.yy'da bu klasik anlatım bir hayli tartışılmış ve bazı din adamları bunun doğru olmadığını, üçüncü yüzyılda uydurulduğunu ve amacın da İsa'nın annesine kutsiyet atfedebilmek için Kutsal Kitap'taki Abraham (İbrahim Peygamber) ve eşi Sarai'yi örnek alarak Hannah'ı da kısır yaptıkları şeklindeki iddiaydı. Özellikle Protestanlığın ilk kuruluş yıllarında ortaya atılan bu iddiaya göre Hannah kısır değil tam tersine üç evlilik yapmış ve her kocasından bir kız çocuk evlat edinmiş ve üçüne de Meryem adını vermişti. İsa'nın annesinin bu hesaba göre kendisinden yaşça çok genç neredeyse İsa ile yaşıt iki de 'Bebek Teyzesi' vardı. Protestanlar bu nedenle Bakire Meryem'e hiçbir kutsiyet atfetmezler ve onun sadece Tanrı'nın 'Biricik' Oğlu'nun yeryüzüne gönderilmesinde kullanılmış bir araç, daha doğrusu bir tekne (=Vessel) olduğunu öne sürerler.

İsa evlendi mi?

Bu oniki Meryem'den Mısırlı ve Bethany'li Meryemler 17.yy'dan itibaren Maria Magdelena ile özdeşleştirilmişler ve bazı din adamlarına göre bu şekilde anılmışlardır. Nedir ki bu konuda tam bir anlaşma sağlanabilmiş değildir. Bunlara ek olarak yine bu oniki içinde yer alan ve toplumsal statüsü itibarıyle Yahudi cemaatinde daha üst bir düzeyde olan Haham Cleophas'ın eşi Meryem vardır. Bu Meryem de İncil araştırmacıları için bir sorundur. Çünkü bunun işte yukarda sözünü ettiğim Hannah'ın üç kızından biri olma olasılığı vardır. Bu durumda İsa'ya en çok karşı çıkan Haham'ın karısı İsa'nın küçük teyzelerinden biri olmaktadır. Özellikle de 20.yy'da yapılan bilimsel araştırmalara göre İsa'nın, tabii eğer böyle birisi yaşadıysa evlenmiş olabileceği Meryem'in, Maria Magdelena olması gerektiği konusunda genel bir kabul vardır. Yine de bazı araştırmacılar evlilik adayı olarak Bethany'li Meryem'i de göstermektedirler. Onlara göre Maria Magdalena ile Bethany'li Meryem iki ayrı kadındırlar ve ikisi de İsa ile evlenmek istemişlerdir.

Kadınlara yönelik yasak

Çok gerilere gitmeden çağımızdaki tartışmalara bakarsak İsa'nın 'Evlilik' yapıp yapmadığı sorunu ile doğrudan bağlantılı ilk bilimsel çalışmanın 1970 yılında Protestan ilahiyatcı William E. Phipps tarafından gerçekleştirildiğini görürüz. Bu Protestan ilahiyatcı 20. yy'da İsa'nın evli olup olmadığını sorulayan ve 'Evli' olduğunu öne süren ilk akademisyendir. Prof. Phipps, kitabında ilk dönem Kilise Babaları'nın bu gerçeği örtbas ederek İsa'ya Tanrısal bir görev (Mesihlik) atfedebilmek için onu 'Evlilik ve Kadın' düşmanı gibi takdim ettiklerini iddia etmiştir.

Gerçekten de İncil'in Herüstik ve Hermeneutik (iki ayrı bilimsel okuma yöntemi) okumalarında İsa, gerçekte olmadığı ve olamayacağı kadar evlilik aleyhtarı ve kadın düşmanı gibi sunulmuştur. Özellikle de Aziz Pavlus (Paul) tarafından yazılan metinlerde kadınlardan uzak durulması istenmiş ve ilginçtir ki kadınların Kilise'ye geldiklerinde en arkada ve başları ve yüzleri örtülü olarak sessizce oturmaları istenmişti. Yine Aziz Paul'un koyduğu bir kurala göre kadınların kutsal metinlere el sürmeleri ve kutsal kabul edilen objelere yaklaşmaları yasaklanmıştı. Bu öylesine sert uygulanmıştı ki, Hıristiyan kadınlar yüzyıllarca İncil'i okuyamamışlar ve ona el sürememişlerdi. Bu saçma yasağı kaldıran ilginçtir ki eşlerini öldürmekle ünlenmiş olan İngiltere Kralı VIII. Henry olmuştu. VIII. Henry, Katolik Kilisesi ile bağlarını kopartarak bağımsız bir Kral olabilmek için mücadele etmişti ve ilk kez bu kral kızını karşısına oturtarak tüm saray mensuplarının önünde Papa'nın yasağını kaldırdığını ve kızının (Elizabeth) İncil'i tutarak okuyacağını açıklamıştır. Böylelikle İncil'in kadınlar tarafından okunabilmesi ilk kez 16.yy'da önce İngiltere'de, sonra da yavaş yavaş Avrupa'da yaygınlaşmıştır!

Örgüt üyesiydi

İncil'de Mecdelli Meryem'in adı, pişman olmuş fahişe olarak geçer. Buna göre, İsa bir gün havarileriyle dolaşırken mesleğini icra etmekte olan bu kadına rastlar ve ona hiçbir söz söylemeden bir süre bakar. Kadın (MM) birden silkinir ve fahişeliği bırakarak İsa'nın aradıkları arasına katılıverir. Bu İsa'nın mucizelerinden biri olarak gösterilmiştir. Oysa özellikle 1960'dan sonra Harvard'lı ilahiyatçılar bu fahişelik meselesinin de tıpkı diğer bir çok uydurma gibi İncil'e sonradan ve özellikle de İmparator Konstantin'in isteğiyle kararlar almış olan İznik Konsili'yle birlikte eklendiğini saptamışlardır. Bu ilahiyatçılara göre Mecdelli Meryem, bırakın fahişe olmayı, gizli bir ezoterik örgütün 'Baş Rahibelerin'den biriydi.

Dahası, İsa'nın bilmediği birçok sırrı bu Meryem İsa'ya aktarmış ve onu hem eğitmiş hem yönlendirmişti. Bu iddia özellikle İngiliz ve Amerikalı kadınlı erkekli çok geniş bir ilahiyatçılar topluluğu tarafından savunulmaktadır. Vatikan ise onların bu istekleri ve iddiaları karşısında şimdilik sessiz kalmayı her zamanki gibi- seçmiş görünmektedir. Yine de İncil'in düzeltilmiş yeni basımının hazırlandığı şu dönemde hiç değilse İsa'nın annesi Meryem'in hamileliği ile ilgili bazı düzeltmelerin yapılacağı tahmin edilmektedir.

Mecdelli Meryem'in, fahişe değil gizli bir -Mısır kökenli ve İsis çıkışlı- örgüt üyesi olduğuna dair kanıları güçlendiren belgeler 1947'den sonra bulunan ve/veya ortaya çıkartılan bazı ilk dönem İncillerinden ve yine o yıllarda yazılmış ama Kilise tarafından yok edilmeye çalışılmış olan bazı GNOSTİK İncil'lerden kaynaklanmıştır. Bunların en önemlisi işte bu yeni bulunun 'Mecdelli Meryem İncili'dir. Klasik İncil'de fahişe olarak tanıtılan bu Meryem'in Gnostiklerce yazılmış olan yaşamında bambaşka bir profil vardır. Bu İncillerde Meryem 'Dişil İlkeyi' (Sofya=Hikmet) temsil eden bir tür Bilge Kadın ve Baş Rahibedir. Bu iddia İncil terminolojisi ve literatürü için çok tehlikeli bir belgedir, çünkü İznik Konsili'nde İsa, 'Logos' adı verilerek 'Tanrı'nın Kelamı ve Hikmeti' yapılmıştı. Dolayısıyla dişil ilke 'Eril=Logos' yapılarak İsa'ya mal edilmişti.

Bu Gnostik İncil'den sonra 1990'larda bu kez bir de 'Gerçek' Markus İncil'i bulundu. Kısaca 'Markus'un Gizli İncil' diye bilinen bu metinlerde de Bethany'li Meryem'in İsa ile olan ilişkileri anlatılmıştı. Klasik İncil'de anlatılandan çok farklı olan bu anlatımda ayrıca 'Öteki' diye adlandırılan kişi olan esrarengiz Meryem'in İsa'ya yardım için uzak bir yerden gönderildiği şeklinde pasajlar vardır.

Kısacası klasik anlatımda yer alan fahişelik olayı 'Kadın Düşmanı' Kilise Babaları'nın bir uydurmasıdır, diyebiliriz. Kaldı ki, kesin olan, Mecdelli Meryem'in ve/veya Bethany'li Meryem'in İsa'nın gömüldükten sonra mezarının 'Boş' olduğunu gören ilk kişi olduğudur. Gnostik yazarlara göre ise Üç Meryem bunu birlikte görmüşlerdir. Üçüncüsü Havari James'in annesi Meryem'dir. Bu sonucu Meryem'in ardında İncil'deki 'En' esrarengiz kişi sayılan zengin ve kültürlü bir Yahudi vardır. Bu esrarengiz adam, Joseph Arimeteadır. Gerçekte İsa'nın gömülmesi için yapılan mezar bu adama aitti ve Meryemler'in 'Boş' buldukları mezar buydu -çünkü Joseph Arimetea ölmemişti ve İsa'nın bedenini Çarmıh'tan indirme hakkını Romalı garnizon komutanı ona vermişti...

Kilit adam: ARİMETEA

Joseph Arimetea'yı ilginç ve esrarengiz yapan husus adının Havariler arasında geçmemesine rağmen Dört İncil'de de (Gospellerde) tartışmasız geçmesi ve dördünde de hiçbir değişiklik yapılmadan aynı şekilde zikredilmesindedir.

Adıyla ve sanıyla anlatılan bu adam kimdi? Romalı Komutan, İsa'nın Çarmıh'tan indirilme hakkını -bu o dönemde çok önemliydi- niçin İsa'nın annesine veya Havarilere değil de bu adama vermişti? Bu sorular çok önemlidir. Çünkü İsa'nın Çarmıh'tan erken ve henüz ÖLMEMİŞKEN indirilmiş olması olasılığı vardır. Bunu bilen tek kişi işte bu Arimetea idi. İlginç olan Arimetea'nın İsa'yı idama gönderen Yahudi Yaşlı Yargıçlar Kurulu Sanhedrin'in 'En Saygın' Başdanışmanı olmasıdır! Gnostik İnciller'e göre, Arimetea, İsa'yı henüz ölmeden Çarmıh'tan indirmiş ve İsa kendisine çok gizli bir sır vererek onun bu sırra uygun davranmasını istemiştir. İşte bu sır daha sonraki yıllarda Tapınak Şövalyeleri'nin ve Gül ve Haç Kardeşliği Örgütü'nün kurulmasına yol açmıştır.

Judas hain değildi

Prof. Phipps'in kitabı 1970'li yıllara damgasını vurmuştu. Bu kitaptan sonra İncil araştırmacıları başka uyduruk eklemelere ve İsa'nın ağzına söyletilmiş yalanlara rastlamaya başladılar. Bunlardan en ilginçi ise 12. Havari diye bilinen Judas Iscariot ile ilgili olandı. İncil'de anlatıldığına göre bu Havari Romalılar'dan 30 gümüş sikke alarak İsa'yı ihbar etmiş ve onun öldürülmesine yol açmıştı. İlahiyatcılar günümüzde bunun kesinlikle yalan ve uydurma olduğunu kanıtlamışlardır. Diğer bir anlatımla Judas, İncil'de anlatıldığı gibi bir hain değildir. Ne Yahudilerden ne de Romalılardan rüşvet almıştır. Onu intihara götüren nedense, İsa'nın Çarmıh'a gerilerek ölmesidir. Judas da diğer Havariler gibi İsa'nın asla ölmeyeceğine çünkü İnsan Üstü olduğuna inanmıştı. Onu intihar ettiren bu derin düş kırıklığıydı. Kilise Babaları ise Judas'ı, eski bir kehanet doğrulansın diye 'Hain' ilan etmişlerdi... Tıpkı Mecdelli Meryem'i de 'Fahişe' ilan ettikleri gibi...

 

 
alt_banner