ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

Kendini Incitene de Hoşgörülüydü

Rahmeten li'l-Âlemin, Mescid-i Nebevi'den çıkarken bir Bedevi eteğini çekti ve;

- Develerimi buğdayla yükle! Çünkü sendeki mal ne senin ne de babanın malıdır! dedi.

Bu ani ve kuvvetli çekme neticesinde Allah Resulü'nün ridasının yakası, mübarek boynunu kızartmıştı. Peygamber Efendimiz, bu harekete üzülmüştü. Bedeviye;

- "Önce, beni incittiğinden dolayı özür beyan et; sonra da ben senin istediğine bakarım," buyurdular.

Bedevi, özür dilemeyi gururuna yakıştıramadı ve;

- Özür beyan etmeyeceğim, dedi ve bu sözleri birkaç defa tekrarladı.

Rahmet Peygamberi, ona ahlak ve edeb dersi vermek is­ti­yordu; ama o hiç oralı olmuyordu. Yüce Peygamber, Be­de­vinin sözüne hiç ehemmiyet vermedi ve ashabından biri­ne dönerek;

- "Bu adam için şu develerin birine arpa, diğerine hurma yük­le!" diye emredip yoluna devam etti. (Ebu Davut; Edeb)

Bu, ne ulvi bir davranış örneği idi! Kendini inciten ve ısrarla kaba davranan birisinin dahi gönlünü kırmayan Allah Resulü, üstelik onun ihtiyacını fazlasıyla karşılıyordu. O, niçin böyle davranıyordu? Korktuğundan, çekindiğinden mi? Haşa, ne münasebet! O, insanların en gözü pek olanı ve kahramanıydı. Çünkü O, "Savaş Peygamberiydi" aynı zamanda. Ama O'nun gayesi, insanları cehaletin karanlı­ğından kurtarmak, Islam'ın edep ve merhametini göstermekti. Allah Resulü'nün bu davranışı, o bedevinin gönlün­de kim bilir nice kemal şimşeklerinin çakmasına vesile ol­muş­tur! Kim bilir bu nebevi davranış; daha sonra Bede­vi­nin daimi pişmanlığına, nefs muhasebesine ve takva zırhına bürünmesine sebep olmuştur!..

 
alt_banner