ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

O'nun Hoşgörüsü Bir Mektepti

Allah Resulü'nün hoşgörüsü ibretlerle doluydu. Ve O, hoşgörüyü insanları kazanmak ve eğitmek için vazgeçilmez bir vasıta olarak yaşıyordu. Ashabına hep; "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin," (Buhari; Ilim, 11) düsturunu öğütlüyordu. Kendileri de daima bu prensip üzere hareket ediyordu:

1 Bir defasında; Mescid-i Nebevi 'de ashab-ı kiramla oturmuş sohbet ediyordu. Bedevinin biri içeri girip iki rekat namaz kılmış ve; "Allah'ım; bana ve Muhammed'e rahmet et!" di­ye dua etmişti. Bu duayı duyan Rahmet Peygamberi; "Pek ge­niş olan ilahi rahmete sınır çektin yahu!" buyurmuşlardı.

1 Aynı bedevi, biraz sonra mescidin bir köşesine abdest bozmaya(bevl etmeye) başlar. Olaya şahid olan ashabdan ba­­zıları, adama bağırırlar ve üzerine yürürler. Rahmet Pey­gamberi, onlara mani olur ve; "Bırakın(işini görsün)...Son­ra bevlinin üzerine bir kova su dökün; zira siz güçlük değil, kolaylık göstermek üzere gönderildiniz," buyururlar. Sonra bedeviyi ya­nına çağırarak ona şöyle nasihatte bulunur: "Bu mescidler ne be­vil, ne de başka pislik içindir; buralar, Allah'ı anmak, namaz kıl­mak ve Kur'an okumak için yapılmıştır." (Buhari; Vudu', 58; Edeb, 35)

Bedevi, bütün bu hareketlerini kasten değil ceha­le­tin­den yapmıştı. Islam'ın özünü ve edebini henüz bilmiyordu. Yaptıklarını, içinden geldiği gibi yapıyor ve doğru oldu­ğu­nu sanıyordu. Öyleyse ona yaptıklarının yanlışlığını ürküt­meden, soğutmadan en uygun bir yaklaşım ve tatlı bir dille anlatmak gerekiyordu. Hoşgörü ve Rahmet Peygamberi de onu yapmıştı. Çünkü Rabbi, O'na şöyle buyuruyordu:

" (Ey Muhammed!) sen hikmetle ve güzel öğütle Rab­binin yoluna çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et ." (en-Nahl, 125)

 
alt_banner