ust_banner

sol_blok

ANA SAYFA
 
KURAN-I KERİM

HADİSLER
İNCELEME - ARAŞTIRMA
GÜNDEM YAZILAR
BAŞKA HAKİKATLER
MİFTAHU'L-CENNEH
(Cennetin Anahtarı)
<< Tamamını Oku >>
 
EKÜMENİK KUTSAL KİTAP
<< Tamamını Oku >>

Apokrif Kitaplar

Kitab-ı Mukaddes
 
Linkler
İletişim

"(Resûlüm) de ki:
Ey Ehl-i Kitap!
(Yahudi ve Hıristiyanlar!) Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; 'Şahit olunuz ki, biz Müslümanlarız' deyiniz." (Âl-i İmran S., 64)

KUR'AN ve HADİSLER IŞIĞINDA GERÇEK İSA(a.s.)

İşte Kur'an mucizesi!..Hıristiyanlık aleminin ulaşmak hu­­su­­sunda çırpındığı İsa(a.s.) hakkındaki gerçekleri, Kur'an, 14 asır evvel en makul ve en berrak bir tarzda ortaya koymuştur...Önce İsa(a.s.)'ı yanlış anlayanlara ikazla başlayan şu ayetleri zikredelim:

" Ey Kitap Ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah hak­kında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin. Meryem oğlu Me­sih, sadece Allah'ın elçisi, O'nun Meryem'e attığı ke­li­mesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve elçilerine inanın. (Al­lah) üç­tür, demeyin. Kendi yararınıza olarak buna son ve­rin. Çünkü Allah, bir tek tanrıdır. Haşa O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir(uzaktır.) / Ne Mesih, Allah'a kul olmaktan çekinir, ne de (Allah'a) yaklaştırılmış melekler. Kim O'­na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, on­la­rın hepsini kendi huzuruna toplayacaktır.” (en-Nisa, 171, 172),

ÂYETLER IŞIĞINDA İSA(a.s.)

İsa(a.s.) Mesih'tir

'Mesih' , İbranice aslında 'mübarek' manasında 'meşih' tir ki, İsa'nın lakabıdır. (Elmalı Tefsiri, c.2, s.362) Ayrıca 'mesih' ; bir şey üzerinde eli yürütmek, bir şeyden ondaki eseri gidermek demektir. Elini sürdüğü, meshettiği hastaların iyileşip kurtulmasından kinaye olarak 'İsa Mesih' denmiştir: "Ben (İ­sa), size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim; Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yeyip, ne biriktirdiğinizi size haber veririm." (Al-i İmran, 49)

İsa(a.s.) bütün bunları, Allah'ın izniyle bir mucize ola­rak yaptığını söylüyor. Bunları, gerçek kurtarıcı ve Rabb'ın kendisi olarak yaptığını asla söylemiyor:

İsa(a.s.) bir insan/kul ve peygamberdir

" Meryem oğlu Mesih, bir elçiden başka bir şey değildir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Annesi de dosdoğ­rudur(namuslu bir annedir). İkisi de (öteki insanlar gibi) ye­­mek yerlerdi. " (el-Mâide, 75)

Yaşamak için yemeğe muhtaç olan nasıl tanrı olabilir?

"Andolsun, 'Allah, ancak Meryem oğlu Mesih'tir', diyenler elbette kafir olmuşlardır. Halbuki Mesih demişti ki: 'Ey İs­rail oğulları; benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Zira kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak ki, Al­lah ona cenneti haram etmiştir ve onun varacağı yer a­teştir; zalimlerin yardımcıları yoktur." (el-Mâide, 72)

İsa(a.s.) Allah'ın kelimesidir

"Ağızdan çıkan manalı sesler veya kitapta yazılan manalı ya­zılar ' kelime ' olduğu gibi, aleme bir bakıldığı zaman, bakışta seç­kinleşen ve gözden gönüle geçip duygu tesiri altında az-çok bir mana telkin eden varlıklar ve görünen yaratıklar da birer ke­li­medirler ki, Hz.İsa da bunlardan biri idi ve Meryem'e böyle bir te­sirle geldi." (Elmalı Tefsiri, c.2, S.363)

Bugünkü İncillerdeki şu ifadeler, Kur'an'ın 'kelime' ko­nu­­­sunda ortaya koyduğu hakikatin ne kadar da uzağında­dır: "Başlangıçta kelam(söz) var idi ve kelam Allah nezdinde idi ve kelam Allah idi...Ve kelam beden olup inayet ve hakikatle dolu olarak aramızda sakin oldu; biz de onun izzetini, Baba'nın biricik Oğlu'nun(İsa'nın) izzeti olarak gördük." (Yuhanna, 1/1,14)

Halbuki; Kur'an ayetlerinde geçen ' kelime ' (bikelimetin: Al-i İmran, 45) , 'bikelimetihi' şeklinde olmadığı için nekre(belirsiz) olarak geçmiştir ve şu nükteleri ifade eder:

Evvela bu 'kelime' , tanınmadık, garip, adet dışı bir keli­me­dir. Bu sebeple İsa'nın hüviyetini teşkil eder. İkincisi, bu bir kelimedir, fakat 'kelime' bundan ibaret değildir. Çünkü nekreler, yaygın fertlere delalet ederler. Buna göre Allah Teala'nın daha başka kelimeleri bulunduğunu unutmamalıdır. (Kehf, 109) Öyleyse İsa(a.s.) Allah'tan bir kelimedir, fa­kat kelimelerin tümü değildir. Allah'tan bir kelimeye, Al­lah'ın bir kelimesi denebilse de, Allah denemez. İsa, bir ke­li­me olmak üzere Allah'a bağlıdır. Bir oğul, bir çocuk ol­mak üzere ise ancak Meryem'e bağlıdır. (Bk. Elmalı Tefsiri, c.2, s. 363-364)

İsa(a.s.) Allah'tan bir ruhtur

Çünkü Allah, O'nunla birçok ölü kalbe hayat vermiştir. Cenab-ı Allah, bir ayette, "insana kendi ruhundan üflediğini" be­yan ediyor. (es-Sâd,72) İnsanın, Allah'tan olan ve Allah'a muh­taç olan ruhuyla Rabbi arasında mâsivâ perdelerini ara­layacak yüce ruh sahiplerine her zaman ihtiyaç vardır. Peygamberler ve onların varisleri(mürşid-i kamiller), sünnetullah gereği insanlara kirlenen ruhlarını temizleme yollarını göstermişlerdir.

Allah, 'Baba' değil; İsa da, 'Allah'ın oğlu' değildir

Tenkidler karşısında daima bir çıkış yolu arayan Hı­ris­ti­yanlar bugün, 'Baba Allah' ve 'Allah'ın oğlu' kavramlarının me­­­cazi olduğunu söyleseler de Hıristiyanlık'ın temel ­i­nanç­ları gözönüne alınırsa bugünkü yorumların zorlama ol­du­ğu anlaşılır. Nasıl yorumlanırsa yorumlansın, Allah ve pey­gamberi hakkında bu tabirleri uygun görmüyoruz. Hı­ris­ti­yanlar bu hususta yanlış bir itikad içinde olmasalardı, Ce­nab-ı Allah onlara; "Allah hakkında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin...Haşa O, çocuk sahibi olmaktan uzak­tır" (en-Nisâ, 171) , şeklinde bir ikazda bulunur muydu?

Bugünkü Hıristiyanlar, 'Allah'ın oğlu' (*) deyimini -eski yan­lış inanışa göre değil de- mecazi manada anlama mer­hale­si­­ne gelmişlerse, batıl teslis inancında bir nebze dü­zeltme yapmış sayılabilirler. Keşke teslisin diğer esas­la­rından da bu şekilde vazgeçebilselerdi!..Ancak İsa, onla­rın i­nancına göre hala, Baba Allah'ın (ki, Baba Allah tabiri de bugün mecazi ka­bul edilmektedir) (*) bütün özelliklerini ta­şıyan görüntüsü ve aynı zamanda bir tanrı ise (ki öyle inanırlar) ; bu inanç Hıris­ti­yanları asla şirkten ve küfür üzere kal­maktan kurtarama­yacaktır. (**)

(*): “Tanrı için kullanılan ‘Baba' tabiri çok alçaltıcıdır. Zira insan ce­mi­ye­tinde kötü hatıralar bırakan aile babaları vardır. Aynı zamanda ‘Baba' terimi cinsel ilişkileri hatırlatır; ölümü ve kendinden sonra bir varisi düşündürür. / Mecazi ve temsili manada bile olsa, hem Eski Ahid ve hem Yeni Ahid'de İsa'dan başka insanlar için ‘Tanrı'nın oğlu' tabiri kullanılmıştır. Bu ise, ‘Biricik Oğul(İsa)' tabiri ile tezat halindedir. / Luka'ya göre (3/38) ; Âdem, Tanrı'nın oğludur. ‘Seigneur' kelimesinden, İsa'nın Tanrı Oğlu olduğu, yani uluhiyete iş­ti­rak et­tiği anlaşılıyor ki; bu da, Allah'ın birliğine zıt düşmektedir.” (İslam ve Hıristiyanlık, s. 20)

(**): Esasen; hem Eski Ahit'te, hem de bazı Yeni Ahit ifadelerinde ‘Allah'ın oğlu' sö­­zü; Allah'a yakınlıktan başka bir mana taşımaz:

Eski Ahit/Çıkış'ta (4/22) , İsrail için; İ. Tarihler'de (22/10) , Hz.Süleyman için; Mezmurlar'da(2/7), Hz.Davut için ‘Allah'ın oğlu' tabiri kullanılmakta­dır.

Yeni Ahit'te ise; Baba'nın iradesini yerine getiren herkesin ‘göklerde, Allah'­­ın oğ­lu olarak çağrılacağı' yazılmaktadır: “Düşmanlarınızı sevin ve size eza edenler için dua edin ki; siz, göklerde, Baba'nızın oğulları olasınız.” (Matta: 5/44,45) ; “Ne mutlu, sulh edicilere! Çünkü onlar; ‘Allah oğulları,' diye ça­ğı­rı­la­caklar.” (Matta.5/9)

 
alt_banner